Okyanusun Derin Ucu

Kardeşine gözkulak ol,” dedi anne, yedi yaşındaki oğluna. Otele girdi, danışmaya gidip kendine yer ayırttı. Sonra arkasına döndü. “Kardeşin nerde?” dedi. Üç yaşındaki oğlu yoktu. Bütün kent ve ülke çapındaki aramalar bir işe yaramadı, çocuk bulanamadı. Çocuğun yokluğu, genç kadını tam dokuz yıl boyunca bastırılmış bir acının keskinleştirdiği, buz gibi bir bıçağın sırtında yaşatacaktı. Jacquelyn Mitchard Amerikalı genç bir yazar. Okyanusun Derin Ucu adlı bu romanında, okuru ancak en başarılı yazarların yapabileceği bir biçimde kitaba sımsıkı bağlıyor, heyecanın, ilginin bir an bile yok olmasına izin vermiyor. Şu bildik `soluk soluğa okumak’ deyimi, kendilerini bir anda en sıra dışı koşullarda bulan, sıradan insanları anlatan bu roman için kullanılamazsa, hiçbir kitap için kullanılamaz. Öykünün kahramanları, sanki tam karşınızda duruyor; hepsi de gözle görülecek, elle tutulacak kadar gerçek kişiler. Özenle, duyguyla, ustaca yazılmış her satır, kaybolan bir çocuğun, bireyi, aileyi, giderek de toplumu nasıl etkilediğini, insanın kendinden bile gizlediği duygularıyla, iç dünyasıyla nasıl yüzleşmek zorunda kaldığını çarpıcı bir dille anlatıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir