Bir Zamanlar Bir Kadın Sevmiştim

“Bu gece boz bulanık bir sıcaklıktan soğuk bir şehirlerarası otobüs camına doğru aldığın soluğunu sıcak yatağında vererek uyanıyorsun. Her şeyin bir rüya olduğunu anlaman çok uzun sürmüyor. Her şeyin bir rüya olması, gerçek anlamında da sızlatıyor kalbini, mecaz anlamında da. Geri dönemeyeceğin günlerin, unutamayacağın bir sevdanın sıcaklığıyla yorganı üstünden atıp doğrularak yatağına oturuyorsun. Bu karanlık, gece yarısının odana bıraktığı karanlık mı, yoksa mezarının karanlığı mı, bilemiyorsun. Son dal kırıldığında, gömülmese bile her insanın öldüğünü biliyorsun. Sebepsizce nefes alıp vermeye devam ederek kendini yatağına bırakıyorsun. Belki bu defa gerçek olduğundan şüphe duymayacağın, mazine kavuşacağın, hiç bitmeyecek bir rüya görebilmek ümidiyle…”

Yalnızlık, akıp giden hayata yetişememe, yaşadığın yere ait olamama hissi, geçmişle gelecek arasında bocalayıp dururken anı kaçırma, bütün yenilgileri kabullenme, yeniden başlama hayalinin en azından güzel bir ümidi üzerine birbirinden bağımsız on iki öykü… Bir yandan zamanın ötesindeki şehirlerde yollara düşerken diğer yandan günümüzün gözden kaçan değerlerine yeniden tutunarak yola devam edebilmenin mümkün olduğunu göreceksiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir