Asr-ı Saadetten Günümüze Ezan

Sen şanlı zamanların yüreğinden geçerek,
Dedelerimin ruhlarını titreterek, emerek
Ondan bana, benden ona süzülerek giden ses.
Târihlere başka bir öz, başka bir göz veren ses.
Sen ey hazin, sen ey âlî uzun nefes… ey cihân.
Ey dînin nurlu sesi, ey ulu ses, ey ezan!!!
Senin sesin gün doğmadan tan yerine yükselir.
Tekkelerden, câmilerden îman aşkı ses verir.
Bu ılık ses, ümitlerin mâbedini ısıtır.
Vicdanlara sükûn serper, fikirleri ışıtır.
Senin sesin, şâirlerin kaleminde inledi.
Seni gençlik, ihtiyarlık, seni varlık dinledi.
Ey yurdumun müşfik sesi, ey ilâhî gün nefes.
Ey dînimin canlı sesi, ey mukaddes nurlu ses.
Ey hak sesi, insanlığı gürbüzleştir, gürleştir.
Kanlıları kardeş eyle, cihanları birleştir.
Ey ulu ses, ey ezan!..
 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir